hidayet-sariBel ağrılarının sık nedenlerinden biri bel fıtığıdır. Yaşamın herhangi bir döneminde bel fıtığına yakalanma riski oldukça yüksektir. Bel fıtıkları hastalar tarafından oldukça endişe verici bir durum olarak algılanmaktadır. Bu hastalıkla ilgili insanların kafalarındaki sorulara profesyonel cevaplar bulabilmek için kıymetli hocamızla söyleşimizi yayınlıyoruz. Kendisine çok teşekkür ederiz.

Bel fıtığı nedir?

Bel fıtığı bel omurları arasındaki diskin zorlanma yıpranma aşınmasonucunda içindeki yumurta akı kıvamındaki jelatinöz yapının çevresindeki kıkırdak halkaları yırtarak dışarı çıkması sonucu ortaya çıkan durumdur.Bu hastalıkta genellikle 30-40 yaş gibi hayatın en aktif döneminde olan zorlanmalar ağır kaldırmalar atlama zıplama uzanma ve hanımlarda ev temizliği, koltuk kaldırma halı yıkama çocuk bakımı gibi nedenler  en fazla karşılaştığımız nedenlerdir.Bunun dışında mesleki olarak fazla oturan şöforlarda ağır kaldıran işçi ve çiftçilerde ve ağır spor yapan sporcularda karşımıza çıkmaktadır.Bu hastalık ilk önce bel ağrısı ve tutulma ile kendini belli eder 7-10 gün sürdükten sonra ya kendiliğinden istirahat ile düzelir ya da diskin kenarındaki kıkırdak halkanın yırtılma sonucu  sinir köküne baskı yaparak halk arasında siyatik denen bacak ağrısı ile karşımıza gelebilir. Hasta bu dönemde eğilip kalkmakla  uzanmak  oturmakla öksürüp hapşırmakla ağrılarında artış olur.Dizler bükük vaziyette yatak istirahatinde beli oynatmazsa ağrılarda azalma görülür.Hastanın bel omurundaki sinirlere baskı sonucunda sadece ağrı değil sinir liflerinin zarar görmesi sonucunda uyuşma karıncalanma ve kuvvetsizlik şeklinde de şikayetler gelişebilir.Nadir olarak da bel fıtığı omurga kanalının ortasında bulunan kauda equina denen sinir liflerine baskı sonucunda idrar ve büyük abdestte de kaçma şikayeti ile karşımıza gelebilir.

Bel fıtığı nasıl anlaşılır?

Bel fıtığı ters bir hareket veya uzun süre eğik çalışmak oturmak ağır kaldırmak sonucunda belinde ağrı ve tutuklukla gelen her hastada akla gelecek hastalıklardan biridir.Öncelikle hastanın bu hastalığı nasıl başladığını hekime anlatması ile anlaşılır. Çoğunlukla hastalarda ağır kaldırma, ters hareket, atlama zıplama sonrasında belinde ağrı ve tutuklukla başladığı ifade edilir. Bu hastaların muayenesinde belin lordoz dediğimiz çukurunda azalma ağrısız tarafa doğru belde yamulma ve özellikle belin öne eğilmesinde hareket kısıtlılığı en erken bulgulardan biridir. Ayrıca siyatik siniri ve femoral siniri geren özel testler hangi sinir liflerinin etkilendiğini gösterir. Nörolojik muayenede kas gücü, refleks muayenesi, hissiyet muayenesi de sinir köklerindeki hasar derecesi rahatlıkla anlaşılabilir. Ayrıca en son olarak ileri görüntüleme metotlarından manyetik rezonans görüntüleme metodu (MRG) hastaya zarar vermeden en hızlı yardımcı teşhis metotlarından biri olarak hekime yardımcı olabilir. Ayırıcı teşhis için genç hastalarda romatizmal kan tahlili yapılması enfeksiyon aranması ayırıcı teşhis için gerekebilir. Yaşlı hastalarda ise kanser, osteoporoz (kemik erimesi) ve spinal stenoz (omurilik kanal daralması) da araştırılması gerekebilir. Bacakta uyuşma kuvvetsizlik olduğu zaman sinir kökündeki hasarın değerlendirmesi için EMG denen kas-sinir elektrosu çekilmesi ameliyat kararı verilmesinde yardımcı olabilir.

Bel fıtığından korunma yolları nelerdir?

Bel fıtığına yol açan çeşitli nedenler vardır. Bunlar genetik, yapısal, mesleki ve travmatik nedenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Genetik olarak anne ve babasında ve ailesinde sık bel fıtığı geçirenlerin kendisinde de bel fıtığı olma olasılığı yüksektir. Bu nedenle yakınlarında bel fıtığı sık olanların belini korumak yönünden daha dikkatli olması tavsiye olunur.

Yapısal olarak şişman, karın bel kasları zayıflamış, fazla doğum yapmış insanların kas yapısı zayıf olduğundan dolayı omurlarına aşırı yüklenmeden dolayı bel fıtığı geçirme ihtimali artmaktadır.Bu nedenle bu kişilerin kilosunu azaltmaları, karın ve bel kaslarını kuvvetlendirmesi tavsiye edilecek durumdur.

Mesleki olarak işçi, çiftçi, şoför ve ev hanımlığı gibi mesleklerin belde aşırı yüklenme ve birikici travma nedeniyle bel fıtığına yakalanma şansı arttığını görmekteyiz.bu nedenle bu kişilerin düzgün oturma, beli zorlamadan ağır kaldırma(dizlere yük vererek, çömelerek) 1 saatte bir ayağa kalkıp biraz gezinme, yüzme, yürüme gibi egzersizler yaparak omurgalarını güçlü tutmaları gerekir.

Sigara içme diğer bir önemli risk faktörüdür.Çünkü sigara öksürme hapşırma gibi nedenlerle bel omuruna yük bindirir.Ayrıca kemiklerde kan dolaşımını da bozarak  diskin kötü beslenmesine yol açtığı için kesinlikle sigaradan uzak durmak gerekir.

Travmatik etkenler olarak ise ağır kaldırma, atlama, zıplama, yüksekten düşme  ve spor (özellikle futbol-basketbol-güreş vb) sporlar omurga üzerinde disklerde yıpranma aşınma ve fıtıklaşmaya yol açtığında dolayı bu sporları yapanların teknik olarak düzgün ağır kaldırma atlama zıplama düşme tekniklerini bilmesi, karın ve bel kaslarını özellikle güçlendirmesi gerekir.

Bel fıtığı tedavi yöntemleri nedir?

Bel fıtığı denilen hastalık esasında bir yumuşak doku olan kıkırdağın ezilme, yırtılma gibi yaralanması olduğunda dolayı öncelikle bütün yaralanan dokularda olduğu gibi istirahat en önemli tedavi kuralıdır.Bel fıtığında istirahat şekli ise oturmak ayakta durmak değildir.Bel omurlarının dinlenmesi için üstündeki yükün kalktığı yatak istirahati en doğru istirahat şeklidir. Burada hastanın dizler bükük vaziyette sırt üstü ve yan yatış pozisyonunda yatışını tavsiye etmekteyiz.İkinci olarak da bel omurlarındaki  tekrar yaralanmayı önlemek için korse ile aynı kırılan kolu bacağı  alçılama gibi çelik balenli lumbosacral korse ile belin sarılması gerekir. Akabinde hastanın ağrılarını gidermek için ağrı kesici kas gevşetici ve iltihap giderici ilaçların kullanılması uygundur.Buna rağmen hastanın şikayetleri geçmiyorsa fizik tedavi yöntemlerine soğuk/sıcak duruma göre Ultrason, Elektrik tedavileri ve traksiyon çekme tedavileri hastalığın durumuna ve hastanın ihtiyacına göre 15-20 seans süre ile uygulanır.Bu dönemde hastanın istirahatine devam etmesi şarttır.Hastanın şikayetlerinin 6-8 hafta içinde azalmadığı ve sinirdeki hasarın özellikle kuvvetsizliğin giderek artması ve idrar ve büyük abdestte kaçma veya yapamama şikayeti gelişmesi durumunda MRG ve EMG doğrultusunda ameliyat kararı da verilebilir.Ancak hastaların büyük bir çoğunluğunun  sadece istirahat korse ve ilaç tedavisi ile kendiliğinden düzeldiğini söyleyebiliriz.Ancak unutulmaması gerekn bel fıtığı bir ekz oldu ve iyileşti denemez, hastanın bundan sonraki hayatında belini daima dikkatli kullanması, atlama zıplama ve ters hareketlerden koruması gerekir. İyileşmeden sonsa bel karın kaslarını güçlendirmesi ve kondisyonunu arttırmak için de yürüme ve yüzme gibi sportif faaliyetlerini ömür boyu sürdürmesi uygundur.

Bel fıtığı ameliyat edilmeli midir?

Bel fıtığı bir tümör, ur hastalığı değildir.Disk dokusunun yaralanmasıdır.Vücut bütün yaralı dokuları uygun şartlar sağlandığı takdirde kemik kırığı dahil iyileştirdiği gibi bel fıtığını da iyileştirebilir.Dolayısıyla bel fıtıklarının %90’ı ameliyatsız düzelir.Burda bel fıtığı geçiren hastanın tedavisinin basamak basamak gidilmesi önce istirahat korse medikal tedavi daha sonra fizik tedavi geçmezse belden lokal kortizonlu iğne ile enjeksiyonlar gibi yöntemler uygulandıktan sonra ve sinir hasarı ilerleme gösteriyor ve idrar-büyük abdestte kaçma varsa ameliyat gerekebilir.Doktorlar ve halk arasında yanlış bir bilgi de patlamış (ekstrüde) bel fıtığı olduğu zaman hastanın  hemen ameliyat olması söylemidir.Burada kesinlikle hastanın MR bulgularına bakarak ameliyat kararı verilmemesi, hastanın klinik bulgularına göre karar verilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.Araştırmalar göstermiştir ki, patlamış-kopmuş  bel fıtıklarının ameliyatsız kendiliğinde geri çekildiği(kaybolduğu) tespit edilmiştir.Hastalar ve hekimlere tavsiyem hastaların MR’larını değil hastaların kendisinin ameliyata olacağını bilerek ameliyat kararı vermeleri gerekir.Hastanın klinik bulguları ile MR bulguları uyum sağlamıyorsa yani MR bulgularında çok büyük bir fıtık var fakat hastada klinik şikayetler az ise kesinlikle bir tehlike veya ameliyat endikasyonu göstergesi olarak algılanmamalıdır.Ancak tersi de nadiren doğrudur. MR bulgularında küçük bir fıtık olmasına rağmen ağır klinik bulgular ve nörolojik bulgular ile ameliyat kararı verilebilir.Sonuç olarak bel fıtığında ameliyat kararı hastanın klinik nörolojik bulgularına göre verilir. Eğer klinik ve nörolojik bulgular tehlike arz etmiyorsa hastanın 1.5-2 ay takip edilerek bekle gör politikası uygulanmalıdır.